

İstifa Fantezileri
Kara komedi, tek perde, 60 dk.
Yaş sınırı: 16+
- Abi ya, bizim hayatımız böyle mi geçecek?
- Nasıl yani?
- Böyle işte… Sabah kalk, sonra işe gel, sonra eve dön, 2-3 saat takıl, sonra yat. Sonra sabah yine kalk… Hafta sonu gelsin diye bekle dur, sonra hafta sonu zart diye geçsin. Sonra yine pazartesi…
Yazan ve Yöneten: İlker Karabulut
Işık ve Ses: Ziya Can
Ses Kurgu: Erdinç Bellisan
Dekor ve Afiş Tasarım: İlker Karabulut
Oyuncular
Mesut: Ufuk Yurtsever
Akın: İlker Karabulut
Ümmiye’nin Sesi: Nurtaç Gür
Patron’un Sesi: Ziya Can
Heveskâr Tiyatro: Arzu Ünsün Yurtsever, Burcu Bakırcıoğlu, Canan Aksoy, Ceren Özcan, Doğanay Yağcı Çakıroğlu, Gökmen Argun, Ömer Aksoy, Pınar Dündar, Sertaç Kağan Aydın.
Teşekkürler: Farabi Sahnesi, Çayyolu Semt Meclisi, Ahmet Bülent Acar, Eray Sarıot, Ercan Yağcı, Erdem Şenocak, Kamil Nenem, Selin Karabulut, Sercan Peşan, Yılmaz Arslanoğlu.
2023 -


2021 -
TEK BAŞINA
Oyun, kolaj bir metin olarak farklı hikâyelerden uyarlanmıştır. Geçtiğimiz yıllarda "kadın olarak araba kullanmak" tan hüküm giyen ve hapse mahkum edilen Manal Al Sharif'in çocukluğuyla başlayan metin, KAMER Vakfı’nın sözlü kadın hikâyelerinden seçilen ve toplumsal cinsiyet tarafından kurgulanan "kadınlık" olgusunun aile içi baskısını anlatan Tibelya'nın hikâyesiyle devam etmektedir. Metin Mine Söğüt'ün yazdığı Türkiye'nin yakın tarihine ve kadınların asırlık evlât acısına şarkı söyleyen yaşlı kadının hikâyesiyle sonlanmaktadır.
Manal Al-Sharif / Yola Çıkma Cesareti, KAMER Vakfı / Ben Varım ve Mine Söğüt / Beni Öldürmek İsteyen Muhteşem Hayat eserlerinden uyarlama.
Uyarlayan / Oynayan: Nurtaç Gür
Yöneten: Nurtaç Gür / İlker Karabulut
Işık: Ziya Can / İlker Karabulut
Ses Kurgu: Erdinç Bellisan
Teşekkürler: KAMER Vakfı, Mine Söğüt, Zeliha Gül, Banu Ural, Emel Gür, Didem'in Masalı Kostüm Evi



2016 -
BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ
Yazan: Nikolay Vasilyeviç Gogol
Uyarlayan, Oynayan ve Yöneten: İlker Karabulut
Reji Ekibi: Erdinç Bellisan, Özgür Avcı, Ufuk Yurtsever
Kostüm, Makyaj ve Aksesuar: Zülal Süer Gökeri
Ses : Erdinç Bellisan
Işık: Ziya Can
Şarkı: Leningrad - Huyamba
''Artık her şey tabak gibi ortada. Eskiden gerçekleri göremiyordum, her şey bir sis perdesinin arkasında gizliydi sanki, doğruları seçemiyordum.''
Nikolay Vasilyeviç Gogol, Bir Delinin Hatıra Defteri
Louis A. Sass'ın dediği gibi ya delilik, bilinçli farkındalığın azalmasından çok artmasından ortaya çıkıyorsa; ya yabancılaşma akıl değil de coşkular, içgüdüler, hatta bedenin kendisiyse?
On dokuzuncu yüzyılın roman, öykü ve oyun yazarı Nikolay Vasilyeviç Gogol, içinde bulunduğu dönemin iktidar mücadelelerinin ve siyasal düşüncesinin toplumsal yansımalarına 'delilik' ile tepki vermiştir. Gogol'ün cinneti, benlik kurguları arasındaki trajik çelişki ve insanın ruhsal parçalanmışlığıdır.
Soylu ve toprak sahibi bir aileden gelen yazar, mülksüz köylülerle arasına koyduğu mesafeye rağmen özellikle Puşkin ile olan dostluğundan sonra toplumsal gerçekliği acı bir güldürü ile eserlerine taşımıştır. Puşkin'in ölümünden sonra yaşadığı yıkım ile yazdıklarının doğruluğundan emin olamayan Gogol, sonraki yıllarda dostu Ekaterina Khomyakova'yı da kaybetmesinin ardından yaşadığı cinnet anında , tıpkı gençliğinde yazdığı romantik şiirlerine yaptığı gibi, en büyük eserlerinden Ölü Canlar'ın ikinci cildini yakmıştır. Bu olaydan on gün sonra lanetlenme korkusuyla tuttuğu oruç nedeniyle 43 yaşında hayata veda etmiştir.
Katkılarından dolayı Barış Hancıoğulları, Sercan Peşan, Recep Karabulut, Hülya Yıldız ve ODTÜ Oyuncuları'na teşekkür ederiz.


2018 - 2020

KUŞLAR
Bir ülke düşünün…
Uzakta, çok uzakta, pespembe bir ülke.
Herkes çok mutlu, çok çok mutlu.
Her şey çok yolunda, fazla yolunda.
Öyle yolunda ki koca ülkede sadece bir mahkum kalmış.
Ve o da suçunu kabullenip, hapisten çıkmak üzere.
Heveskâr Tiyatro’nun Kuşlar ismiyle sahneye taşıdığı Slawomir Mrozek’in Polisler adlı oyunu, bir çocuk kral ve dayısı kral naibi tarafından yönetilen bir ülkede muhalif olmanın zorluğunu absürd ironinin iç acıtıcı komiğiyle aktarmayı hedefliyorken, günümüzde gerçekle kurmaca, doğruyla yalan arasındaki ayırımın iyiden iyiye önemini yitirdiği çeşitli ülkelerde hüküm süren baskıcı ortamla oyundaki temel meselelerin büyük oranda çakışıyor olması, absürd olarak nitelenegelen oyunu gerçekçi diyebileceğimiz bir noktaya yaklaştırıyor, ki bu durum son derece kaygı verici. Absürdün trajik tarafı, neredeyse tüm dünyada, gitgide daha baskın hale geliyor ise de, Kuşlar oyunu, seyircisine, yakıcı meselelerle yüzleştirirken, o acıtıcı komiği deneyimletme çabasının ürünüdür.
Yazar: Slawomir Mrozek - Çevirmen: Neşe Taluy Yüce
Yönetmen: Özgür Avcı - Sanat Yönetmeni: Erdinç Bellisan
Reji Asistanları: Canan Aksoy, Pınar Dündar
Görsel Efektler: Onur Aksoy - Ses Efektleri: Erdinç Bellisan
Grafik Tasarım ve Animasyon: Elif Öztabak Avcı
Dekor: Erdinç Bellisan, İlker Karabulut, Ziya Can
Makyaj: Zülal Süer Gökeri - Kostüm ve Aksesuar: Canan Aksoy, Gökmen Argun
Oyuncular:
Polis: Pınar Dündar / Sertaç Kağan Aydın
Mahkum / Danışman: Nurtaç Gür - Emniyet Amiri: Ufuk Yurtsever
Komiser: İlker Karabulut - Komiserin Karısı: Doğanay Yağcı - Şansölye: Ziya Can
Mızıkacı: Erdinç Bellisan - Birinci Çocuk: Tuna Yurtsever - İkinci Çocuk: Ege Karabulut - Şemsiyeli Kadın: Canan Aksoy Birinci Şemsiyeli Adam: Doğucan Bulut
İkinci Şemsiyeli Adam: Cengiz Subay - Üçüncü Şemsiyeli Adam: Hasret Şencan
Dördüncü Şemsiyeli Adam: Baturalp Yücetürk
Alıntılanan Metinler:
Giovanni de Medici’nin Çocukluk Portresi, Agnolo Bronzino - William Laud, Sir Anthony Van Dyck - Kuşlar, Alfred Hitchcock
Özgürlüğün Hayaleti, Luis Bunuel - Por una Cabeza, Carlos Gardel - Kızgın Kuşlar - Kötü Domuzcuklar
Teşekkürler…
Arzu Ünsün Yurtsever, Asiye Arıkan, Gülden Kantemir, Meral Öztabak, Şerife Aksoy, Zahide Dündar ve Farabi Sahnesi